“Benim Çocuğumu Benden İyi mi Tanıyacaksınız?” Özel Eğitimde Duygusallık ile Profesyonellik Arasındaki İnce Çizgi

“Benim Çocuğumu Benden İyi mi Tanıyacaksınız?” Özel Eğitimde Duygusallık ile Profesyonellik Arasındaki İnce Çizgi

Özel eğitim kurumlarının kapısında veya RAM görüşmelerinde, yüreği yanan bir anne-babanın şu serzenişini sıkça duyarız: “Hocam, çocukla 7/24 yaşayan, nefes alışını bile tanıyan benim. Öğretmen onu haftada 2 saat görüyor. Benden daha iyi bilecek hali yok ya!”

Evet, çocuğunuzun en sevdiği yemeği, korkunca kime sığındığını sizden iyi kimse bilemez. Siz onun “duygusal uzmanısınız”. Ancak öğretmen, onun “gelişimsel ve pedagojik uzmanıdır”.

Yıllarca akademide bu işin bilimini konuşmuş, Çocuk Ceza İnfaz Kurumlarında SSÇ (Suça Sürüklenen Çocuk) ıslahı üzerine grup liderliği yaparak en zorlu davranış kalıplarını yönetmiş ve şu an Fatih KAYA olarak RAM’da sürecin yönetimini yapan bir eğitimci olarak söylüyorum: Evdeki şefkat ile okuldaki disiplin birbirinin rakibi değil, tamamlayıcısıdır.

Peki, neden bazen benim “kısa sürede” gördüğüm gerçeği, siz “yıllardır” göremiyor olabilirsiniz?

1. Merhamet Bazen Gelişime Engeldir

SSÇ ile çalışırken ve öğretmenlik hayatımda gördüğüm ortak bir gerçek var: İnsan zorlanmadan gelişmez. Evde anne-baba yüreği, çocuğun zorlanmasına dayanmaz.

  • Evdeki Senaryo: Çocuk ayakkabısını giyerken mızmızlanır. Veli dayanamaz, “Aman üzülmesin, geç kalmayalım” der ve ayakkabıyı kendisi giydirir.
  • Okuldaki Senaryo: Öğretmen, çocuk o ayakkabıyı giyene kadar sabırla bekler. Ağlasa da müdahale etmez, sadece yolu gösterir. Sonuç: Siz çocuğun o anki konforunu kurtarırsınız, öğretmen ise çocuğun gelecekteki bağımsızlığını inşa eder. Sizin merhamet sandığınız şey, bazen çocuğun beceri kazanmasının önündeki duvardır.

2. İhtiyacı Karşılamak İletişimi Öldürebilir

Veliler çocuklarıyla o kadar bütünleşmiştir ki, çocuk daha ağzını açmadan ne istediğini anlarlar.

  • Örnek: Çocuk mutfağa yönelir. Anne hemen anlar: “Su istiyorsun değil mi?” der ve suyu verir.
  • Öğretmenin Yöntemi: Öğretmen çocuğun su istediğini bilse bile, çocuktan bir işaret, bir ses veya bir “Su” kelimesi gelmeden suyu vermez. Çocuğu iletişime mecbur bırakır. Fark: Siz çocuğunuzun hayatını kolaylaştıran bir “yardımcı” olursunuz; öğretmen ise onu konuşmaya zorlayan bir “eğitici” olur.

3. Davranış Okuma Sanatı: Kriz mi, Manipülasyon mu?

Grup liderliği yaptığım dönemlerde, bir davranışın arkasındaki gerçek nedeni (öfke mi, korku mu, dikkat çekme mi?) saniyeler içinde analiz etmemiz gerekirdi. Aynı durum özel eğitimde de geçerlidir. Çocuk kendini yere atıp ağladığında;

  • Veli: Genellikle ya üzülür ve istediğini yapar ya da öfkelenir. Amaç o an “huzuru sağlamaktır”.
  • Eğitimci: O ağlamanın bir “duyusal kriz” mi (ortamdan rahatsızlık), yoksa “manipülatif bir davranış” mı (istediğini yaptırma) olduğunu analiz eder. Manipülasyonsa görmezden gelir (sönme), krizse ortamı düzenler. Bu teknik ayrımı, sadece çocukla vakit geçirerek değil, davranış bilimini bilerek yapabilirsiniz.

4. Otorite ve Potansiyel İlişkisi

Çocuklar, ebeveynlerinin yanında “nazlı” ve “bağımlı” davranmaya meyillidirler. Çünkü ev güvenli alandır, kurallar esnektir. Ancak okulda ve eğitimcinin karşısında, yapılandırılmış bir ortam vardır. Evde “Ben bunu yapamam” diyen çocuğun, okulda aynı beceriyi öğretmen otoritesi ve doğru pekiştireçle şaşırtıcı derecede iyi yaptığını defalarca gördük. Bizim işimiz çocuğun sınırlarını zorlamak ve “yapamam” dediği duvarları yıkmaktır.

Özetle; Siz bu geminin sahibi ve kaptanısınız, öğretmen ise zorlu sularda yolu bilen kılavuz kaptandır. Kılavuzun uyarılarını “işime karışıyor” diye değil, “gemiyi sağ salim limana ulaştırmaya çalışıyor” diye dinlemelisiniz. İşbirliği yapın, çünkü kazanan çocuğunuz olacak.


Hayır, siz ebeveynsiniz. Önceliğiniz sevgi ve güven bağıdır. Ancak öğretmenin okulda uyguladığı kritik kuralların (örneğin: ağlayarak istediğini yaptırmama) evde de tutarlı bir şekilde uygulanması şarttır. Öğretmenlik yapmayın ama öğretmenin stratejisini bozmayın.
Özel eğitimde gelişim, konfor alanının bittiği yerde başlar. Eğer fiziksel veya psikolojik bir şiddet/baskı yoksa, öğretmenin çocuğu yapabilecekleri konusunda zorlaması (push etmesi) gelişim için zorunludur. “Yapabilirsin” mesajı, bazen zorlayarak verilir.
Buna “Genelleme Problemi” diyoruz. Okuldaki net kurallar ve otorite figürü çocuğun performansını artırır. Evde ise sınırlar esnek olduğu için çocuk bildiği beceriyi sergilemek istemeyebilir (nazlanma). Bu durumu aşmak için öğretmenden ev içi görevler talep ediniz.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar